Ağustos 26, 2013

Yeni Dizi / Mistresses

Henüz 1-2 gün önce izlemeye başladığım daha ilk sezonu bitmemiş olan Mistresses dizisinden bahsetmek istiyorum. Ara ara Dizimag'e "yeni ne dizi var acabaaaa" diye bakarken birkaç ay önce görmüştüm, adından dolayı merak etmiştim ama fırsatım olmadı bir türlü başlamaya. Nitekim sonunda izliyorum, yaz günü güzel gider diye size de tavsiye edeyim dedim.


Biraz Sex and the City gibi, biraz Girls biraz Desperate Housewives karışımı bir dizi. Birbiriyle arkadaş 4 kadının hayatları daha çok ilişkileri var. Bu tarz kadın dizilerini hep sevdiğim ve Mistresses konuları hiç uzatmadan, sıkmadan akan bir dizi olduğu için sevdim. Dizi, 2008 İngiltere yapımı Mistresses dizisinin yeniden çekilmiş Amerika versiyonu.



Karakterlerden biri evli bir avukat olan Savi. Alyssa Milano'nun oynadığı Savi, ufak tefek ama taş gibi, her şeye yetişmeye çalışan bir kadın. Kocası Harry'i görünce "hey maşallaaah, yavrum senin baban nereli, kız seni yerler"  demeden duramayacaksınız :) Hele Savi'nin adama yaptıklarını görünce iyice sinirleneceksiniz. Savi tam bir kontrol manyağı olduğu için biraz kendime yakın bulsam da "bahtımız benzemesin" dedim ilerleyen bölümlerde.


Savi'nin kız kardeşi Joss grubun bekar ve tam bir "attention whore!" üyesi. Kafası rahat, kimseyi ciddiye almayan, ev sahibinden patronuna kadar herkesle yatan bir emlakçı. Onun da yeni patronu ve lezbiyen müşterileriyle uğraşmalarını izliyoruz.


Güzel dul April, küçük kızıyla yaşayan, bekar babalara şans vermekte güçlükler yaşayan bir kadın. Hala ölen kocasının yasını tutarken öğrendikleri ve yaşadıkları var. İçlerinde en sempatik olanı April bence. Umarım ilerleyen bölümlerde şirretleşmez.


Sanırım ben en çok Karen'ı sevdim. Psikolog olan ve son 1 yıldır evli ve çocuklu hastasıyla ilişki yaşayan Karen, aşık olduğu adamı kaybettikten sonra bir bocalama süreci geçiriyor. Kendinde yas tutma hakkı bile görmeyen Karen, sevdiği adamın sorunlu oğluna yardım etmeye çalışırken olaylar karışıyor. Ben Karen'ın o kötü zamanlarda bile yıkılmama çabasını, dik duruşunu sevdim. Bir de kıyafetleri çok güzel yüksel bel pantolonlar şifonlar falan..


İşte Mistresses dizisinin karakterleri aşağı yukarı böyle. Dediğim gibi ben böyle kadın dizilerini hep sevmişimdir. Entrika, ihtiras, yalan dolan bizim işimizsfdsgdsdshf :) İlk sezon 13 bölüm, daha 10. bölüm yayınlanmış 2 güne izlersiniz başlayın derim ben. Sevip sevmediğinizi iletirsiniz..


Read More

Ağustos 23, 2013

Donut Tarifi


Tatildeyim diye mutfağımın aşçısı olmayı unutmadım tabi. Tatlı krizine girdiğim ve en yakın marketin 374823 metre uzakta olduğu bir zamanda kalktım Donut yapmaya karar verdim. Babamın binlerce yemek kitabı ve internetten edindiğim bilgiler ışığında hazırsanız Amerikalı polis tatlısı donutlarımızı yapmaya başlıyorum,

Malzemeler:

*6 su bardağı kadar un 
*Yarım paket yaş maya
*3 yumurta
*1 çay bardağı sıvı yağ
*1 çay bardağı süt
*4 çay kaşığı şeker
*Bir pinçik tuz
*Ilık su (isteğe bağlı)
*Tarçın (isteğe bağlı)

Üstü için: 

*Bonibon
*Fındık kırığı
*Çikolata sosu
*Pudra şekeri
*Gönlünüzden ne koparsa..



Derince bir kaba sırayla mayayı, sütü, sıvı yağı ve yumurtaları koyun. Mikser ya da tel çırpıcıyla maya eriyene kadar karıştırın. Erimesini kolaylaştırmak için yarım çay bardağı ılık suyu da ekleyebilirsiniz.


Sonra ufaktan unu eklemeye başlayın, ben önce 2 su bardağı unu, üstüne şeker ve tuzu koyup mikserle çırptım. 3. su bardağı undan sonra mikser kullanışsız olmaya başlayacak, tel çırpıcıya geçmeniz gerekecek. Daha sonra kaşıkla en son da hamur iyice yoğunlaşınca elinizle yoğurmanız gerekecek.
Bildiğiniz kıvamda bir hamur olacak elinizde en son. Un miktarı biraz da size bağlı tabi biraz yoğurup biraz un ekleye ekleye hazırlayın hamuru.
*Tarçın eklemek isterseniz tuz ve şekerle birlikte yarım çay kaşığı kadar ekleyebilirsiniz.


Hamuru yoğurma işi bitince üstüne biraz un serpip kabın ağzını streç filmle kapatın yarım saat kadar oda sıcaklığında bekletin. Mayanın gücüyle bu sürenin sonunda hamurunuz sağdaki gibi şişip kocaman olacak.




Un serptiğiniz bir tepsiye hamurdan mandalina boyutunda parçalar koparıp açın. Benim oklavam yoktu tam yusyuvarlak olmadı, bir kasenin ağzıyla hamurun kenarlarını kesip yuvarlak şekil vermeye çalıştım. Bu boyutlarda 12 tane donut çıktı.


Yuvarlak hamur parçalarının ortasını ufak bir pet şişe kapağıyla delin. Sonra tepsinin üstünü streçleyip bir 10-15 dakika daha şişmelerine izin verin.


Hamur dinlenirken süsleme için malzemeleriniz de hazır olmalı. Benim çikolata sosum gibi.

Bekleyip yine şişen hamur parçalarını, kızgın yağda kızartın. Her bir yüzü 15'er saniyeden fazla kızartmayın anında kararıp yanık gibi oluyorlar. Kızaran donutları peçete/havlu kağıt serilmiş bir yere alın biraz dinlensinler çok yoruldular adasfsgshdd.


Biraz bekledikten sonra donutlar çok da soğumadan süslemeye başlamalısınız. Hayal gücünüze ve elinizdeki imkanlara bağlı. Üşenmeyip şeker hamuru yapıp onunla kaplayabilirsiniz, benim gibi çikolata sosuna bandırıp üstüne pudra şekeri, bonibon, kırılmış fındık,dilim badem, pasta süsü vs. koyabilirsiniz.  Pancake şurubu da harika oluyor. Hiçbir şey olmasa bal, reçel falan sürün o bile olur.

*Eğer çikolata sosuna bandıracaksanız sos ılıklaştıktan sonra yapın. Sıcak sosu hamur emer, bir şeye benzemez yaptığınız. Tabi ki donutların sadece tek bir yüzünü süsleyin ve bekletmeden servis yapın tazeliği gitmeden.

Benim süslenmiş haldeki donutum yok :) Çünkü resim çekmeyi unutmuşum şimdi yazıyı yazarken farkediyorum. Direk hayvan gibi yumulunca tatlıya tamamen çıkmış aklımdan.

Eminim yumuş yumuş donutlarınız olacak. Hamurun şişmesini bekleme süresini çıkarırsak 15 dakikada yapılacak bir şey. "Amaan ne uğraşçam gider Krispy Kreme'den alırım" diyenler olduğunu duyuyorum, Lan! emek var burada her şeyin doğalını istiyorsunuz al sana malzemesi her şeyi belli ev donutu daha ne?!

Hadi afiyet olsun Elif Beder'in programının sonuna geldik.. Öptüm!

**Yeniyıl çekilişi için buraya tık tık :)

Read More

Ağustos 16, 2013

Stili Sevilesi Kadınlar / Prenses Diana

Selaaam! Bu sefer yazımın konuğu sadece bizim değil, annelerimizin ve muhtemelen bizden sonraki neslin de stilini çok seveceği "zamansız ikon" Prenses Diana Spencer. 



Zaten asilzade olan Leydi, bir de prens Charles'la evlenince kraliyet mensubu da olmuş. Ve sadece bir moda ikonu değil, asalet, zarafet ikonu da olarak hanımefendiliğiyle gelmiş geçmiş tüm prensesleri, kraliçeleri donunda sallamış.
Şimdi sümsük Charles'ı, annesi gudubet Elizabeth'i, Diana'nın o ihtişamlı hayatta aslında neler yaşadığını, medyanın ne kadar boktan bir şey olduğunu anlatasım var ama susup, ölümünün 16. yılında Prenses Diana'yı sadece muhteşem tarzıyla ele alacağım.
*Fotoğların çoğundaki kalitesizlik için kusura bakmayın, eski zaman diye sanırım net resimler bulmam baya zor oldu.

E hadi başlayalım..


 

Öncelikle tabi ki bu unutulmaz David&Emanuel Elizabeth tasarımı gelinlik. Royal wedding denen kavramın tam anlamıyla hakkını veren bir tören ve aradan geçen o kadar yıla, gelen onca prensese rağmen hala unutulmayan bir gelinlik. Ben giysem tabi ki pastaya benzerim :) Ama işte kraliyet ruhu, asil kan dedikleri şey bu.


Sanırım bu da düğün ya da nişan kıyafetlerinden birisi. Tsarımcısı Catherine Walker (giydiği pek çok kıyafet bu tasarımcıya ait). Şimdi olsa giyilir öyle zamansız bir model ve kumaş. Gözünüz muhteşem tacına takılıyor biliyorum, mücevherleri de ayrı inceleyeceğiz :)



Özel davetlerde, açılışlarda, galalarda hep dikkat çekici olmayı başarmış sevgili leydi. Düz beyaz ya da düz siyah bir elbise giymişliği hiç yok gibi. Payetli parlak kumaşları başka pek çok defa da kullanmış. Biliyorum parıltılı şampanya rengi elbisesine bayıldınız :)


Kadife kumaşı öyle güzel kullanmış ki ağlarsınız. Ben yine bir Catherine Walker tasarımı olan elbiseye olan aşkımdan ağladım şahsen. Rengi harika, kadife kumaş zaten pişik olmayacak olsam yazın bile giyerim. Kolyeyi sırta takma modasını da kimin başlattığını öğrenmiş olduk. Boşuna kadına stil sahibi demiyoruz herhalde.


Salak kocasıyla İskoçya seyahatinde giydiği mantomsu elbiseyi çok sevdim. Celine, bu yıl neredeyse aynı desende bir kumaş kullandı. Şapkalar zaten kraliyet ailesinin vazgeçilmezi. Diana da tabi ki bu geleneğin de hakkını vermiş fazlasıyla aşağıda da göreceğiniz üzere.


Gittiği her yere asaletini de götürmüş Prenses. Turuncuyla moru kullandığı takıma bayıldım! Yüksel bel etekler, kısa ceketler Diana'nın dolabından hiç eksik olmamış. 


Kırmızı renkteki bu 2 kıyafetini özellikle puantiyeli elbiseyi çok sevdim. Tam anlamıyla döneminin elbisesi. Soldaki gibi geniş vatkalar pek çok elbisesinde karşıma çıktı, iyi ki de çıktı çok yakışmış prensese.


Pakistan ziyaretinde giydiği nil yeşili elbisesi unutulmaz benim için. O kadar tipitip erkeğin arasında nasıl ışıl ışıl durmuş bebeğim benim. Camiye de ayakkabılarıyla girmemiş aferin Diana, sen bize benzeme yavrum.



İngilizlerin meşhur sporu polo maçlarına pek çok defa kocasını izlemek için katılmış. Bu sade tarzını çok daha fazla sevdim kendisinin. Kısa saçları ve hafif maskülen kıyafetleri bu kadar güzel olabilirdi. O karpuz kollu beyaz gömlekle, kuzu desenli kırmızı kazak için cinayet işlemem mümkün.


Günlük tarzını da çok sevdim. Ne kadar prenses de olsa bak gayet senin benim gibi giyinip doktora, tenise vs. gitmiş. Belki 15 yıl önce giydiği bu kıyafetlerin günümüzde hala aşırı giderli olması bu kadının moda konusunda cidden iddalı olduğunu gösterir.


Yaşının ufaktan ilerlediği, kocayı da boşamak üzere olduğu dönemlerde iyice açmış götü göbeği :) kötü mü etmiş, tabi ki hayır. Aksine yüzüne bir olgunluğun oturduğu zamanlarda da çok güzelmiş. Keşke hala yaşasaydı da zarifliğine doyamasaydık.. Sadece ayakkabılar biraz demode şimdiye göre ama artık onda da alçak topuk-sivrin burun şeklinde bir eskiye dönüş yok değil.


Prens Charles ile nişanlarını duyurdukları zaman giydiği lacivert etek-ceket takıma baktıkça bakıyorum sonra benim neden böyle bir ceketim yok diye ağlıyorum. Kate Middleton ve Prens William'ın da royal evliliklerine benim gibi meraklıysanız Kate'in de aynı şekilde nişanlandıklarını açıklarken lacivert bir elbise giydiğini ve oğlunu ilk kez takdime çıkarttığında da puantiyeli bir elbise giydiğini hatırlarsınız. Sanırsam ki bu bir kural. Allahtan Diana da Kate de zevk sahibi kadınlar da bu kıyafet kurallarını en iyi şekilde değerlendirmişler.


Tabiki de ennnnnn beğendiğim kıyafetini sona sakladım. Sanırım yine polo maçlarında giymiş. İyiki de giymiş. O eteklere, çantalara, gömleğe ölürüm ben yaaa! Resme elimi uzatıp bütün bu parçaları almak istedim. 

Şimdi sakin kalabilirsek mücevherlerine göz atalım biraz


Parmağından neredeyse hiç çıkarmadığı safir yüzüğü şimdi Kate'e emanet. Kate Middleton'ın o kadar çok kıyafeti, pozu, fotoğrafı benziyor ki Diana'ya onlardan ayrı bir post olur yani. Acaba kasıtlı mı diye düşünmedim değil. Kate de tam bir modern zaman prensesi ona da haksızlık etmek istemem ama bilemedim..


Diana'nın taçları zaten başlı başına bir moda ikonu. Aynı motifte yüzükler, sahte taçlar, kolyeler vs. bir sürü şey yapılmış. Taçlardan biri kendi asilzade ailesindenmiş, diğeri de kraliyet ailesinden. Saç bantları da öyle bizim 3 liraya aldıklarımızdan değil, zümrütlü, pırlantalı falan. Bu akımı da başlatan Blair Waldorf değilmiş demek..


Ortasında kafam kadar safir taşı olan inci kolyesini hiiiiç çıkartmamış desem yeri. Hemen her fotoğrafında karşıma çıktı. Haksız da değil tabi ki benim de böyle bir kolyem olsa 7/24 takardım. Çalınır diye korkumdan da evimden çıkmazdım.

Evet 1997 yılında çok trajik şekilde aramızdan ayrılan gerçek bir prenses, Lady Di'ye moda açısından bakışım böyleydi. Zarif duruşu, hafif maskülen tarzı, kısa altın saçları ve çipil çipil gözleriyle zamanı hiç geçmeyen bir stil ikonu olacağına, hikayesinin hiç unutulmayacağına eminim.
Read More
Blogger tarafından desteklenmektedir.

© Elif'in Mesajı Var, AllRightsReserved.

Designed by FashionsLetter