Kısa bir Çeşme kaçamağının ardından yine buradayımm. Yaz başında 'ay bu yıl da tatil yapamayacağım' mı demiştim??? (:
Artık sezon ufaktan bittiği için şuraya gidin, burayı deneyin gibi tavsiyeler yok bu yazıda. Bol bol ben varım, ara ara yemek var falan..
Siz İstanbul'da yağmurla soğukla uğraşırken ben de böyleydim işte :p tamam tamam kızmayın sustum.
Aya Yorgi koyundaki her yer kapanmıştı tabi önceki yazımda da yazmıştım. Attık kendimizi kumlara biz de. Bomboştu her yer o kadar güzeldi ki koca koy bizimdi sanki her gittiğimizde ve deniz cam gibiydi hani girmeye kıyamazsınız o kadar güzeldi! Hırsızlıktan falan korkan babaanne ruhlu biri olduğum için plaja makinamı götürmedim o yüzden deniz resimleri böyle idare edin bebeklerim.
Son resimdeki siyah gömlek sevgili babamın (: boyfriend shirt'üm olmasa da daddyshirt'üm var :)
Kırmızılı bikinimi yıllar önce Kyo'dan almıştım. Krem rengi olansa tüm yaz H&M'de 10 liraya satılan koleksiyondan.
Bu resimdekiler o gün ettiğimiz kahvaltının sadece üçte biri. Alaçatı'ya giderken Çamlık yolda Rüzgaraltı diye bir otelde kahvaltı yaptık. Sessiz sakindi ve dekorasyonuyla çok şirin bir yerdi. Yemekten mekanı pek çekemedim :)
Gittiğim ilk gün bomboş Marina'da nasıl keyifliydim anlatamam! Ya benim içimde cidden babaanne yaşıyor, 'ay bir sessiz sakindi ki sormayın hep çayır çimen püfür püfür oooh' (:
Çeşme tayfamı yazmalıyım bir yazıda aslında, bana İstanbul'daki her şeyi unutturan, elimden tutup denize götüren tatlı kızlarım benim! (:
Çiçekli elbisem Mango, çok amaçlıdır kendisi. Hem plaja hem gece gezmesine giymişliğim vardır. 6 lira gibi çok komik bir rakama almıştım geçen yaz.
Bir üstteki bluzum da Mango, çantam Topshop.
Yeni sevgililerimle tanışın (: Çeşme'de bir ayakkabıcıda bulduğum ilk görüşte vurulup aldığım ayakkabılarımı Alaçatı'da giymek gibi bir salaklık yaptım, haliyle rahat yürüyemeyip düz ayakkabılara geçtim aşağıdaki resimde gördüğünüz üzere.
Aslında sevmem dolgu topuk, hiç giymedim bugüne kadar ama bunlar haaaariiikaa! :)
Tüm sezon şikayet ettiğim iğrenç Alaçatı kalabalığı yoktu nihayet :)
Son gecemde oradaki iki arkadaşımın bağ evlerinde verdiği mangal partisine gittik. Üstümdeki is kokusu hala duruyor (: Ama çok eğlendik, mangal değil kına gecesine gittik sanki :)
Giydiğim siyah uzun elbisem Oxxo'dan, artık haşatı çıkmış olan espadrillerim Penti, bilekliklerin bir kısmını ben yaptım, bir kısmı Alaçatı sezon sonu ganimeti. Boncuklu kolye de benim eserim, metal olanı FNO yazımdan hatırlarsınız.
Tabi klasikleşen hareketlerimi yapmadan duramadım,
Methan'ın meşhuuuur dondurmasından yedim
Pelo'nun annesinin müthiş ev yapımı pizzasından yedim
Babamın güzel yemeklerine doydum
Pidemi rokayla yedim!
İşte böyleeeee yılın son yaz tatili de diğerleri gibi çok keyifliydi şimdi İstanbul'a, okula, işe, kışa dönme vakti.
Umarım keyif almışsınızdır hem yazdan hem de yazımdan. Sizi iyileştiren, yenileyen, güzel şeylerle karşılaştıran bir yaz geçirdiğinizi umuyorum!