Vizyona gireli 10 gün oldu, ben de günlerdir bu yazıyı yazmaya çalışıyorum ama sürekli başka şeyler girdi araya yazamadım. İzleyen çoktan izlemiştir, ben, izlememiş olanlara baskı yapmak, zorla izletmek için yazıyorum bu yazıyı. Yüzüklerin Efendisi üçlemesini izlemeyen kimse kalmasın diye canla başla çalışan bir insan olduğumdan bu filmi de yeni görevim kabul ediyorum!
Her şeyden önce şunu söylemeliyim ki film MUHTEŞEM! Yüzüklerin Efendisi serisini replik replik ezberleyecek kadar izleyen, 3 filmi de hayranlıkla hatmetmiş insanlar bunu da çok beğeneceklerdir.
Yüzüklerin Efendisi'nden hatırlarsınız, yüzük Frodo'ya geçmeden önce bir zamanlar Bilbo Baggins'de imiş. Bu üçlemede de eskiye gidip yüzüğün Bilbo'ya geçişini göreceğiz ama ilk filmde ağırlıklı konu bu değildi. Hatta filmin adı neden 'The Dwarf' değildi acaba diye düşünmedim değil.
*Dwarf demişken, başrollerden biri olan cüce kralı Thorin Oakenshield ay bir yakışıklı bir yakışıklı hani cüce demeye bin şahit ister :)
Bu Hobbit evlerine zaten bayılıyordum, bu filmde Bilbo'nun evini iyice inceleme ve çok sevme fırsatı buldum.
Ve en sevdiğim bölüm kamera arkası resimleri,
Gollum karakterine hayat veren Andy Serkis. Bu filmde zaten Gollum'un karizması yerleri süpürmüş. Yani sevdiğimden değil ama onun da kendi içinde bir hırsı bir kararlılığı vardı her zaman şimdiyse mallıkta eziklikte tam bir fenomen!
Son olarak da hem Yüzüklerin Efendisi hem de Hobbit, çekimleri, mekanları, hiç durmayan aksiyonu ve muhteşem konusuyla Peter Jackson'ı omuzlara alma isteği uyandıran filmler ama tüm işi ona mal etmek yanlış olur diye düşünüyorum. İki hikaye de J.R.R. Tolkien'in romanlarından uyarlama. 'Peter Jackson hayvan gibi yardırıyor of be ne fikirler çıkıyor adamdan' falan diyenlere artistlik yapıp 'o öyle değil şekeriiğğmm' diyebilin diye verdim bu bilgiyi de.
Hadi bakalım zamanı geldi totoları yerinden kaldırın sinemalara akın edin filmi izlemeden de gelmeyin!
0 yorum:
Yorum Gönder
yorumsuz kalmayınnnnn (: