Aralık 24, 2012

Film - The Hobbit

Filmin tam adı 'The Hobbit An Unexpected Journey' yani 'Hobbit Beklenmedik Yolculuk' (tercüme için teşekküre gerek yok :) )
Vizyona gireli 10 gün oldu, ben de günlerdir bu yazıyı yazmaya çalışıyorum ama sürekli başka şeyler girdi araya yazamadım. İzleyen çoktan izlemiştir, ben, izlememiş olanlara baskı yapmak, zorla izletmek için yazıyorum bu yazıyı. Yüzüklerin Efendisi üçlemesini izlemeyen kimse kalmasın diye canla başla çalışan bir insan olduğumdan bu filmi de yeni görevim kabul ediyorum!


Her şeyden önce şunu söylemeliyim ki film MUHTEŞEM! Yüzüklerin Efendisi serisini replik replik ezberleyecek kadar izleyen, 3 filmi de hayranlıkla hatmetmiş insanlar bunu da çok beğeneceklerdir.





 


Yüzüklerin Efendisi'nden hatırlarsınız, yüzük Frodo'ya geçmeden önce bir zamanlar Bilbo Baggins'de imiş. Bu üçlemede de eskiye gidip yüzüğün Bilbo'ya geçişini göreceğiz ama ilk filmde ağırlıklı konu bu değildi. Hatta filmin adı neden 'The Dwarf' değildi acaba diye düşünmedim değil.
*Dwarf demişken, başrollerden biri olan cüce kralı Thorin Oakenshield ay bir yakışıklı bir yakışıklı hani cüce demeye bin şahit ister :)

Bu Hobbit evlerine zaten bayılıyordum, bu filmde Bilbo'nun evini iyice inceleme ve çok sevme fırsatı buldum.


Ve en sevdiğim bölüm kamera arkası resimleri,






Gollum karakterine hayat veren Andy Serkis. Bu filmde zaten Gollum'un karizması yerleri süpürmüş. Yani sevdiğimden değil ama onun da kendi içinde bir hırsı bir kararlılığı vardı her zaman şimdiyse mallıkta eziklikte tam bir fenomen!

Son olarak da hem Yüzüklerin Efendisi hem de Hobbit, çekimleri, mekanları, hiç durmayan aksiyonu ve muhteşem konusuyla Peter Jackson'ı omuzlara alma isteği uyandıran filmler ama tüm işi ona mal etmek yanlış olur diye düşünüyorum. İki hikaye de J.R.R. Tolkien'in romanlarından uyarlama. 'Peter Jackson hayvan gibi yardırıyor of be ne fikirler çıkıyor adamdan' falan diyenlere artistlik yapıp 'o öyle değil şekeriiğğmm' diyebilin diye verdim bu bilgiyi de.

Hadi bakalım zamanı geldi totoları yerinden kaldırın sinemalara akın edin filmi izlemeden de gelmeyin!

Read More

Aralık 23, 2012

Stili Sevilesi Kadınlar / Emma Stone


Bayadır ara vermişim bu diziye hazırlamanın da ne kadar uzun sürdüğünü unutmuşum :)
Michelle Williams'la Emma Stone arasında kaldıktan sonra pek sevgili Emma'cığımda karar kıldım.
Her kırmızı halıda, katıldığı her galada 'ayyy harika olmuş yeaaaa' dedirten oyuncu Emma Stone'un tarzı karşınızda efenim..


Giydiklerinden önce güzelliğine hayranım bu kadının! Kocaman gözleri, sanki peltekmiş gibi gözüken ağzı çok minnoş :)

Öncelikle giydikleri arasında benim ennnn çok beğendiğim iki elbise. Birini Met Gala'da diğerini Golden Globe'da giydiği Lanvin elbiseleri muhteşem!


Kırmızı halılarda, galalarda, açılışlarda falan giydiği kıyafetlerse şöyle,


Basit töşörtlerle şık etekleri, kırmızıyla pembeyi bir arada kullanarak yakaladığı şıklığa BAYILDIM! Nedir bunun sırrı ne yemek ne içmek hangi büyüyü yapmak lazımdır bunun için açıkla da kurtar bizi be Em!



Bebişkosu çizgisini hiç bozmadan hep hanım hanımcık parçalar seçmiş. Ama kumaş seçimlerinde hiç korkmamış işlemeli, desenli ne kadar iddalı kumaş varsa kullanmış. Bu kadar istikrar onun seçimi mi yoksa stil danışmanı falan mı var bilmiyorum ama böyle devam eder umarım.




Yaptığı bir saç modeli, sürdüğü bir ruj, giydiği bir elbise de yakışmasın bir insana ya! Her şey gidiyor bu kadına bu yazı için araştırırken gerçekten stil sahibi bir kadın olduğuna tekrar inandım.




Unutulmaz 3 elbisesi de budur herhalde. Hangimizin içi gitmedi acaba şu an :) Her birinde farklı bir tarz farklı bir saç rengi, makyaj ve her şekilde güzel olmasıyla beni çatlattı orta yerimden yemin ediyorum.
2012 Oscar töreninde giydiği boynunda kocaman bir fiyonk olan elbisesi Giambattista Valli.
Gloden Globe ödül törenindeki yavruağzı sırt dekolteli elbise Calvin Klein.

Beyaz elbiselere takıntısı var pek çok yerde inanılmaz güzel beyaz elbiseler giymiş aynı sendromu Olivia Palermo'da da görmüştük.

 

 Objektif bir yazı olması için biraz da bok atayım dedim :)
Ara ara basireti bağlanmış şekerimin töbe bismillah dedirten şeyler de giymiş. Garip garip renk kombinleri, puf puf etekler, Bihter Ziyagil geceliği tadında elbiseler falan..


 

Bir de bu kız katıldığı etkinliklerde önünde durduğu panoların deseninde giyinmeyi seviyor sanırım. O çimenimsi eteğin ya da şehir ışıklarıyla bezenmiş elbisenin başka açıklaması olamaz.


Şimdi de abiye kıyafetlerden, günlük kıyafet koleksiyonumuza geçelim,


 

Günlük hayatında kot cumhuriyetinin sade bir vatandaşıymış. Vazgeçmeden, yılmadan inatla kot giymiş. Topuklu ayakkabıysa çoook uzaklarda her zaman her daim babet.


 

Gündelik hayatında gayet sade hepimiz gibi bir tarzı var. O kadar şatafatlı, göz alıcı tuvaletten sonra bunlar baya paçoz geldi gözüme. Ben böyle Hollywood yıldızı olacağım, Elie Saablar, Lanvinler, Pradalar bilmem neler başımdan aşağı su gibi yağacak da böyle kot-babet-gömlek gezeceğim??!!

Özel hayatıyla ilgili bir dedikodu da vereyim, yazın vizyona giren Spider Man filminden rol arkadaşı Andrew Garfield ile sevgili. Spider Man olarak son derece çelimsiz ve ezik bulduğum bu çocuğu kızımızın yanına da yakıştırmadım haliyle. Zaten Garfield diye soyadı mı olur yaa 18 yaşına girer girmez değiştirirdim ben.
 
 

İşte böyle önce muhteşem yüzüyle sonra da muhteşem kıyafet ve aksesuarlarıyla son yılların stil ikonlarından olan Emma Stone tarzı budur.
Sevdiğinizi umuyorum, sevmiyorsanız da sorun sizdedir zaten aşırı şekilde zevksiz birisinizdir özür dilerim :)
Read More

Aralık 19, 2012

Defol Git 2012

Lanet dolu bok gibi 2012'yi geride bırakıyor olduğumuz için aşırı şekilde mutluyum!
Gerçi hani yine aynı gecenin aynı sabahına uyanacağız bir şey değişmeyecek ama 'yeni bir yıl' şeklinde düşünmek evrene olumlu enerji yayıp yeni ve iyi şeyleri çekmemizi sağlar belki.
Ya da ben mal gibi kendimi kandırıyor da olabilirim :)

Neyse geride bıraktığımız iğrenç yılda iyi kötü neler olmuş, nelerle tanışmış, neleri kaybetmişiz şööyle bir bakalım dedim.

Öncelikle taptaze bir 2012 gelişmesi olan How I Met Your Mother ve Gossip Girl dizilerinin bitmesi :( Her ikisi de o kadar hayatımın parçası olmuşlar ki hala bittiklerini kabullenemiyorum. Dizilerle özel bir bağ kuruyorum sanırım :) Ama zamanında The O.C bitti, Nip/Tuck bitti atlattım, Aşk-ı Memnu, Avrupa Yakası bitti atlattım umarım bunların ardından çok uzun yas tutmam :(
Düzeltme: How I Met Your Mother bitmemiş!! :) 9.sezona bile uzama ihtimali varmış :)


2012, tam anlamıyla konser yılı oldu denilebilir.




 Oh Land , Enrique Iglesias, Madonna, Gogol Bordello, Pitbull, Leonard Cohen, Jessie J, Sting, Jennifer Lopez, Zaz, Red Hot Chili Peppers, Scorpions, Jay Jay Johanson, Apocalyptica, vs.. biiiiir sürü dünya starı geldi ve inanılmaz konserler verdi.

Bir Sensation tecrübesi atlattık kazasız belasız. Yıllardır olur mu olmaz mı derken Türkiye'de bu partiden nasiplendi sonunda.


Kötü bir şey yazmak istemiyordum ama çok önemli kayıplar da verdik 2012'de.


Dünya tatlısı Erol Günaydın'ı, ilk dünya güzelimiz Keriman Halis'i, muhteşem sesli Whitney Houston'ı, usta yönetmen Metin Erksan'ı, halkın sanatçısı Neşet Ertaş'ı, Atamızın manevi kızı emanetimiz Ülkü Adatepe'yi ve benim için çok büyük bir üzüntü sebebi olan Meral Okay'ı kaybettik.
Gerçekten çok büyük yetenekler, güzel insanlar aramızdan ayrıldı bu yıl. Çok çok daha iyi bir yerlerde olduklarına inanıyorum.

Sinema açısından aslında ortalama bir  yıl oldu, genel olarak hemen her yıl unutulmayacak filmler yapılıyor zaten bu konuda büyük ilerleme var. Yine de aralardan seçtim bir iki tane. Bu liste için Akademi ödüllerini beklemek lazım tabi. Bizde vizyona 1-2 yıl gecikmeli girdiği için filmler.


Deli gibi beklenilen The Hobbit, bebeğimiz Woody Allen'ın son filmi To Rome With Love, Nuri Bilge Ceylan'ın Bir Zamanlar Anadolu'da filmi, Tim Burton'ın aynı yıl içinde combo yapıp çektiği 2 filmden sonuncusu Frankenweenie, müthiş oyuncu Serra Yılmaz'la kalbimi fetheden Nar bu yıldan benim aklımda kalanlar.


Dünya'da neler oldu, neleri uzun uzun konuştuk diye bakacak olursak
*Aylardır ağzımıza,elimize,ayağımıza sakız gibi yapışan Gangnam Style ilk aklıma gelen. Başta çok eğlenceliydi falan filan ama Atilla Taş şarkının Türkçesini yaptıktan sonra ciddi anlamda beynim yandı.
*İngiltere'de yapılan olimpiyat töreni yarışmacıların performanslarından çok açılış ve kapanış seremonileriyle aklıma kazındı. Muhteşemdi ama 'vay anasını yaa' dedirtti. Kimse kusura bakmasın ama iyi ki bizde falan yapılmamış, açılışta Anadolu Ateşi kapanışta bir Tarkan konseriyle bitti gittiye getirir 38432 yıl da bununla övünürdük.
*Felix Baumgartner delisinin 38 km yüksekten-uzaydan- dünyaya atlamasını kim izlemedi ki? Saatler boyu uygun yüksekliğe çıkmasını tv/bilgisayar başında adamın sevdiceği gibi heyecanla bekledim :) Müthiş bir deneyimdi, sadece izlemesi bile bu kadar keyifliyse Felix neler hissetti kimbilir.
*Son olarak da yılın son dakika golü saydığım Rihanna-Chris Brown birleşmesi. Ya var ya şu ikisini elime verseler dinlenip dinlenip döverim. Rihanna gibi bir kadın nasıl bu kadar aptal olabilir de kendisini döven, aldatan bir adamı 87832. defa affedebilir? Bununki aşksa,tutkuysa biz bugüne kadar bir bok yaşamamışız o zaman. Ah Rihanna yazık ediyorsun kendine bu hırboyla, sen Rihanna'sın aptallık etme!

Yılın sosyal medya olayı 'Oğlum Bak Git'ten başkası değildir elbette :) Binlerce defa izlendi, farklı versiyonları yapıldı, dillere pelesenk oldu, en sonunda filmini bile yapmışlar duyduğuma göre.


Spor açısından olimpiyatların dışında Fenerbahçe'nin yıkılan koreografisi kalmış aklımda. Ahahahahahhaa unutmak imkansız zaten :) Gerçi birinin üstüne düşmüştü öyle bir kaza da olmuştu gülmek çok doğru olmayabilir ama o kötü haberi alana kadar fazlasıyla eğlenmiştim :)


Yılın albümü kesinlikle Göksel-Bende Bir Aşk Var. Ağzımıza sıçtı da sıçtı yani. Göksel'e ne olmuş o kadına ne yaşatmışlar da öyle şarkılar çıkmış hala merak ederim. Bir de o dünya güzeli halini gördükten sonra 'ee biraz kasarsam ben de Miranda Kerr olabilirim' felsefeme daha da bir inandım :)


Ve benim için en zor kısmı 'ben 2012de ne yaptım?' Valla bir bok yapmadım diyebilirim. Yapmamışım yani dönüp baktığımda rezil bir yıl geçirmişim. -Hep Göksel'in albümü yüzünden-


*Geçen yıl yapamadığım tatili hakkını vererek yapmışım ama çok da iyi etmişim :)
*Bu yılın benim için en büyük kazancı Lucky oldu herhalde. Şubat-Haziran arası misafirim olan bu piçiko beni kendine resmen aşık etti! Eve girdiğinizde sizi karşılayan,dışardayken düşünmek zorunda olduğunuz, hiçbir şey beklemeden sizi seven, gelip yanınızda uyuyan bir şeyin sizi ne kadar mutlu edeceğini, bunu yaşayana kadar bilemezsiniz. Eğer imkanınız varsa, kendinize güveniyorsanız mutlaka bir evcil hayvan edinin. O küçük salak tipli varlık hayatınızı güzelleştirecek.
*Tam anlamıyla kumarbaz oldum! Ben ki piştiyi bile bilmem bir anda ne kadar kartlı,taşlı oyun varsa hepsini öğrendim! Döve döve öğrettiler desem daha doğru :) Gece bara gitmek yerine 'of evde 101 falan yapsak yeaa' derken yakalıyorum kendimi :)
*Saçlarımı kesmem verdiğim en radikal kararlardandı. Başta şaşkınlık yaratsa da insanlar sevdiler, daha modern görünüyormuşum öyle diyorlar.
*Ve tabi ki blog. Bazen yazmakta sıkıntı yaşasam da bir şekilde hiç tanımadığım bilmediğim insanlara bir şeyler tavsiye etmek, fikir alışverişi yapmak bana iyi geldi.

Hadi bakalım şimsi sıra sizde. Sizin aklınızda neler kaldı bu yıldan? Siz neler yaptınız ya da neler yapmadınız kendinize dürüst olun düşünün, planlar yapın bir sonraki yıl gerçekleştirmek üzere..

Read More

Aralık 14, 2012

Nice Pic Bro
























"So Radical Man"
Read More
Blogger tarafından desteklenmektedir.

© Elif'in Mesajı Var, AllRightsReserved.

Designed by FashionsLetter