Eylül 21, 2014

Burberry Prorsum/Yün Panço


Moda haftaları hakkında ne düşünürsünüz bilmem ama neredeyse tüm modaevlerinin 2015 koleksiyonlarının harika olmasının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Ben sevdiğim birkaç tasarımcıyı takip etmek dışında öyle "ay Milan feşınviik'te neler olmuş, of London feşınviik'te bilmem kimin defilesini izlemeliyim" triplerine pek giremem, bakmaktan izlemekten sıkılırım :) Ama dediğim gibi son birkaç haftadır moda dergisi editörü gibiyim öyle beğendim koleksiyonları.
Böyle lönkk diye içime oturan benim de olsun noooluur diye ağladığım parça ise Burberry Prorsum'un isme özel hazırlanmış battaniyemsi pançoları. Defilede giyen her mankenin isimlerinin baş harflari işlenmiş, yetmemiş bütün stil ikonlarına da tek tek hazırlanmış bu pançolardan.


Cara Delevingne


Juliana Schurig


Olivia Palermo


Rosie Huntington Whiteley


Sarah Jessica Parker


Suki Waterhouse


Şimdi şööyle baştan bir daha baktım allahsız battaniye yaa çok güzel! Giyen kadınlar da güzel olunca şölene dönmüş ortalık. Hayır kadınların isimlerinin baş harfleri bile havalı, bana yapsalar bundan, ilk ismimle birlikte "LEY" yazmaları lazım kezbanlığa bakar mısınız??? Neyse zaten paşminadan öteye gidemediğimden kendimi üzmeme gerek yok.
Tasarımda kullanılan renkler öyle uyumlu, öyle doğru ki her renk ve her tarz kıyafetle güzel durmuş. Bu kadar kullanışlı bir parçayı tabi ki başta Zara olmak üzere tüm hazır giyim markaları kopyalayacaktır. Ben muhtemelen "amaan orjinalini alamıyorsam taklidini asla almam" triplerine gireceğimden bu tarz bir parçaya asla sahip olamayacağım ama siz almak isterseniz kış boyu elinize yapışır. He orjinalini isterseniz buradan 1400 dolarcığa alabilirsiniz.

Moda haftaları içinde beğendiğim her parçayı tek tek yazmak isterdim ama inanın beynim yandı artık. Allah bize defilelerde front rowlarda oturmayı, "hımm bu tasarımdan istiyorum otel odama yollasınlar" şımarıklığı yapmayı nasip etsin inşallah. Amin.



Read More

Eylül 04, 2014

Eylül Ayı Sayısı Çıktı!


Aslında bu dergi kapakları ve içerikleri yazısını seri haline getirmek istemiştim ama olmadı maalesef. En son Aralık ayında yazdığım yazıya izninizle devam ediyorum. Ben Türkiye'den pek dergi almıyorum, hele Türk dergilerini hiç okumuyorum. Ukalalıktan değil ama bu moda dergilerinin mutfaklarındaki ekiplerin ne kadar kasıntı ve özenti olduğunu bildiğimden pek samimi gelmiyorlar bana. Amaan neyse bana pek düşmez dedikodu yapmak bu konuda. Mevsim ve sezon değişimi olduğundan moda dergileri bu ay coşmuşlar hepsine ayrı ayrı bayıldım! İlkiyle başlayalım,

Vogue Brazil



Vogue'un Brezilya sayısının kapağında Adriana Lima, içinde bol bol Alessandra Ambrosio var. İki ablaya da lafım yok maşallah taş gibiler o kadar çoluk çocuğa rağmen. Ama Alessandra'nın yaptığı en iyi işlerden olmuş bence bu çekim, içindeki Latin ortaya çıkmış. Rengarenk "yaz hala bitmedi kızııııım" diye bağıran çekimlere, pin up kızıyla Latin kadını arasında gidip gelen tarza bayıldım!

Vogue Italya


Vogue İtalya, bu sayısıyla 50. yılını kutluyor. Tam sonbahara uygun şekilde siyah beyaz hatta sepya tonlarında bir fotoğraf çekimi olmuş. Bütüüüün modeller de katılmış. Adriana Lima, Candice Swanepoel, Maria Carla Boscono, Miranda Kerr, Jessica Stam ve daha biir sürü kadın Vogue İtalya'nın 50.yaşını kutlamış. O çok tatlı sevimli ya da aşırı erotik şekillerde gördüğümüz kadınları böyle daha asi ama sade bir rock chic tarzda görmek beni memnun etti açıkçası.

Vogue Avustralya


Eylül ayında Avustralya Vogue'da Freja Beha var. En sevdiğim modellerden olan Freja ne iş birliği yapsa severim ki Vogue çekimleri de çok güzel olmuş. Biraz Kapalıçarşı'da çekilmiş havası olması da ben ayrıca mutlu etti. Sol alt resimdeki elbiseyle de aşk yaşadık ufaktan :)

Gq Türkiye


Başta Türk dergilerine laf ettim ama GQ fena değil, alıp okumuşluğum çok yok ama vitrinde hep dikkatimi çeken kapakları var. Nitekim Erdal Beşikçioğlu, kendini bugüne kadar böyle yakışıklı görmemiş olabilir :) Stil danışmanının da, fotoğrafçının da ellerine sağlık. Yeni de bir dizisi başlıyormuş sanırım onun öncesinde iyi olmuş bu çekimler.

Eylül ayında benim dikkatimi çeken, gözüme takılan dergi kapakları bunlardı. Resmen sonbahara girdik havalar iyi gitse de Eylül ayındayız. 1 haziranı daha gün gibi hatırlıyorum oysa ki. Kışı her zaman daha fazla sevmişimdir ama yaz bitmesin istiyor insan bir yandan da :)


Read More

Eylül 02, 2014

En İyi Yardımcı Oyuncu


Diziler hayatımızın vazgeçilmezi. Ayıptır söylemesi ben yabancı dizileri taa ilkokuldayken falan keşfettiğimden bu konuda biraz geniş bir repertuarım var. Türk dizileri de ehh işte fena olmayanı var ama Amerikalılar, bazen de İngilizler bu işi harbiden yapıyorlar.

Unutamadığımız diziler, aklımıza kazınan ana karakterler işin kolayı, ama asıl iş planlanmayan şekilde alıp yürüyen yan karakterler. Çoğunu senaristler laf olsun diye senaryoya eklerken birden büyük sempati/antipati toplamış, unutulmayan dizi karakterlerini yazmak istedim. Bu iş için facebookta, arkadaşlarım arasında falan minik de bir araştırma yaptım tıpkı bu yazım gibi şu anki yazım da düşünme süreçlerinden, akıl süzgeçlerden geçerek yazıldı değerini bilin, eksiksiz okuyun :)


Şimdi Doktor Gregory House tartışmaya açık bir adam. Seveni de var "ya herkes aptal bir o mu zeki amk" diyeni de var. Ben House'un ukalalığının, uyuzluğunun hayranıyım. Neyse sevsek de sevmesek de bu adamı yola getirebilen, içindeki öfkeyi bastırabilen tek insan hastanenin başhekimi Lisa Cuddy'dir. Gördüğüm en güzel hastalıklı ilişkilerden de biridir ayrıca onlarınki. Böyle sessiz sakin gözüküp aslında bitch olan bir karakter Cuddy. House'dan çekinmiyor, lafını esirgemiyor, kadın gibi kadın yani.


Manyak adamları yola getiren kadınlardan bahsedeceksek Californication'dan Karen Moody listede başı çeker. Californication, izlemeyenler için kesinlikle tavsiye edeceğim bir dizi ama annenizle babanızla falan izlemeyin bol bol seks ve küfür var. Hank Moody bildiğin ıssız adam triplerinde, bir baltaya sap olmayı pek becerememiş ama yine de kendini sevdiren bir karakter. Yine onun da tek zayıf noktası Karen. Ben daha 2. sezondayım ama duyduğum kadarıyla Karen da hatun gibi hatun. Karakterin senaryoda yazılışından ziyade, rolü oynayan Natascha McElhone'un da oyunculuğu karakteri bu kadar etkileyici yapıyor bence.



Arkadaşlar bakın hala Friends izlemediyseniz lütfen kendinize sövdürmeyin. Film dünyasında Star Wars, Lord of the Rings izlememek neyse, dizi dünyasında da Friends izlememek odur. Friends'in 6 ana karakteri bizim canımız (Monica'dan son sezona kadar tiksindim ben gerçi). Neyse ana karakterler iyi hoş ama o dizide hakikaten unutulmayacak yan karakterler var. Bence en başta Joey'nin menajeri Estelle geliyor. Allahım ilk gördüğümde onu ne kadar gülmüştüm. Sürekli elinde sigarası, akşamdan kalma ses tonu, korkunç kıyafetleriyle harika bir kadındı Estelle.
2. olarak da Chandler'ın kurtulamadığı kadın Janice var. Gelmiş geçmiş ennn gıcık ve enn komik karakterlerden bence Janice. Bütün aptalıklarına rağmen, hep doğru zamanda doğru yerde oldu ve hep doğru şeyleri söyledi bence. Tam Janice'i unuttuk derken bir yerden çıktı "oo my goood!" diye. İğrenç ses tonundan, kahkahasından falan bahsetmiyorum bile :)


Evet Friends harika bir dizi ama ben How I Met Your Mother'ı daha çok seviyorum galiba :) "hıı himym da Friends'den araklama cınııım" demeyin şekerlerim, Friends de Seinfeld'den araklama. Hepsi birbirinden esinlenmiş yani ama ben hiç birine bok atmak taraftarı değilim hepsi ayrı ayrı güzel. O yüzden hoff ben how i met your mother falan izlemem'cilere sinir olurum. Himym'ın da ana karakterleri dışında unutulmaz adamı bence kesinlikle şöför Ranjit'ti. Ekibin tüm güzel anlarında o da oradaydı ve gerektiği yerde hep gereken şeyleri söyledi.. Keşke hepimizin hayatında öyle bir şöför olsa :)


"Better Call Saul!" hafızama en derin şekilde kazınan sloganlardan biri olabilir :) Hani Allah korusun benim bir şey gelse başıma ben bile Saul Goodman'ı aramak isteyebilirim. Breaking Bad'de Walter ve Jesse'yi her durumdan kurtaran gördüğüm en dişli avukat kendisi. Yeri geldi dayak yedi, yeri geldi ofisi darmadağın oldu o yine de bizim çocukları yalnız bırakmadı, her işlerine koştu.


Prison Break de benim yarıda bıraktığım diziler arasında. Niye bunu yapıyorum bilmiyorum ama bir diziye uzun süre ara verince bir daha bir türlü dönemiyorum. O yüzden T-Bag karakterini fazla hatırlayamıyorum. Kamuoyu onu yazmam konusunda baskı yaptığı için yazıyorum. Kendisi dizi tarihinin en psikopat karakterlerindenmiş, öyle diyollaaa. Zaten tipinde de pek meymenet yok normal hayatta da hasta ruhlu bir pisliktir bu adam kesin.


Tabi ki bir Türk'e yer vermezsem olmazdı. Ezel bence en iyi Türk dizilerinden, her karakteri ayrı ayrı incelense olur yani. Ama benim en çok aklımda kalan Rıza Kocaoğlu'nu da hayatımız sokan Temmuz karakteri. Ağır ağır konuşması, Converse'leri, kısa pantolonu ve psikopatlığıyla çok başarılıydı bence. Bir de oğlu Ocak vardı ki hayatımda hiçbir çocuktan öyle nefret etmemişimdir....


Bana göre en iyisini sona sakladım. Seinfeld dizisinden Cosmo Kramer yaratılmış, yazılmış ve oynanmış en harika karakter olabilir. Fütursuz, egoist, komik haarika bir adam Kramer. Size tavsiyem kesinlikle Seinfeld izleyin. Ben şimdi bunu bitirince Cheers izlemeye başlayacağım gittikçe eskiye doğru gidiyorum çok da güzel oluyor.

Ayy elim ağrıdı valla yazarken ama güzel bir dosya oldu bence bu da. İzleyenlere nostalji, izlemeyenlere de tavsiye yazısı gibi bir şeyler yapmaya çalıştım. Gelen fikirler arasında Lost-Desmond, Entourage-Ari Gold, Supernatural-Crowley, Muhteşem Yüzyıl-Daye Hatun, Kaygısızlar- Eleman gibi yaratıcı fikirler olsa da konusuna hakim olduğum dizilerden yazmaya gayret ettim. Sizin aklınızda olan, benim atlamış olabileceğim karakterler varsa paylaşın çekinmeyin :)



Read More
Blogger tarafından desteklenmektedir.

© Elif'in Mesajı Var, AllRightsReserved.

Designed by FashionsLetter