Şubat 19, 2013

Oscar Filmleri / 2

Akademi Ödülü adayı filmlere devam ediyoruz. İlk yazıda Silver Linings Playbook ve Life OF Pi filmlerini yazmıştım. Şimdi sırada Django Unchained ve Argo var.
Bu arada bu Oscar filmleri vizyona çok geç giriyor diye atıp tuttum ama maşallah bu yıl hepsi vizyondaymış.

Django Unchained / Zincirsiz


Film, tam anlamıyla bir Tarantino filmi. Bilenler, sevenler ne demek istediğimi anlamışlardır. Biraz uzun (2saat 45 dk) ama hiç sıkmıyor sadece diyalog olan sahneler bile baymadı beni. Oscar'da iki güçlü adaylığı var. En iyi senaryo ve en iyi yardımcı erkek oyuncu ki Altın Küre'yi de bu iki dalya aldı zaten. Kelle avcısı rolüyle yardımcı erkek oyuncu adayı Christoph Waltz'ı Soysuzlar Çetesi filmindeki mükemmel rolünden hatırlarsınız. Burada da psikopat adamı harika oynamış ba-yıl-dım! Kelle avcımızın kendisine yardımcı olarak satın aldığı köle Django'yu Jamie Fox oynuyor. Bana sorarsanız oyunculuk bakımından biraz gölgede kalmış. En iyi erkek oyuncu adaylığı olmamasının sebebi Akademi'nin de böyle düşünmesidir belki.
Filmin ikinci yarısında tanıştığımız bir diğer psikopat Mösyö Candie rolünde Leonardo DiCaprio var. Ve onun 'yaltakçısı' rolünde Samuel L. Jackson'ı izliyoruz ki kendisini tanımakta zorlanabilirsiniz Yine ve yine adama hayran olmak garanti!
Django'nun amacı köle olarak satılan karısını kurtarmak. İki adamın bu yolda yaşadıklarını izliyoruz. Siyahilerin sadece köle olarak alınıp satıldığı 1800lü yıllarda Django, gittiği her yerde özgür bir adam olarak nefret-kıskançlık arası bir duygu uyandırıyor. Ufak bir bölümde her zamanki gibi kendisini gösteren yönetmenimiz Tarantino asıl konunun dışında her küçük ayrıntıya özen göstermiş. Filmde kaç defa 'niggaaa' dendi sayamadım, Tony Montana'nın Scarface'de 'fuck' deme rekoruyla yarışır.
Neyse baya uzattım, film süper, absürt diyaloglar, kan, komedi, dram tam olarak Tarantino'dan beklediğimiz şeyler. Konu güzel, oyuncular güzel, film vizyonda kaçırmayın..





Argo

Gerçek hikayeden uyarlama Argo'yu hep ertelemiştim siyasi sıkıcı bir film diye. Başta öyle ilerlese de gayet keyifle izledim. 70'lerin sonunda İran-Amerika arasında geçen filmde, Amerika'da tedavi gören Şah'ın İran'a iade edilmesini isteyen İran halkı ayaklanıp Amerikan büyükelçiliğine saldırıyor ve tüm elçilik çalışanları rehin alınıyor. Bir şekilde kaçıp Kanada elçisinin evine sığınan 6 kişiyi ve kalan rehineleri kurtarmak için başlatılan operasyon anlatılıyor. Zamanında bu operasyon fikri kimin aklına geldiyse baya yaratıcı bir adammış :) Filmde operasyonu yürüten rehine kurtarma uzmanımızı filmin yönetmeni de olan Ben Affleck oynuyor. Kendisine öyle gıcık oluyorum ki sigara içişine kadar her şeyine bok atmaya çalıştım filmde ama hakkını da yiyemem güzel yönetmiş. Altın küre'de en iyi yönetmen ve film ödüllerini de topladı zaten. Oscar'da da en iyi film, en iyi uyarlama senaryo dahil 5-6 dalda falan aday,tam rakamı bilmiyorum. Ama yönetmenlik dalında adaylığı yok. En iyi film ödülünü alacak kadar iyi mi bilemedim ama akademi her zaman gerçek hayat hikayelerini sever, bu filmin şansı da bu bence.
Genel olarak, başlarda biraz sıksa da sonradan açılan, siyasi bir film olmanın yanında ara ara güdüren de bir film. Ben Affleck salağına rağmen sevdim.






0 yorum:

Yorum Gönder

yorumsuz kalmayınnnnn (:

Blogger tarafından desteklenmektedir.

© Elif'in Mesajı Var, AllRightsReserved.

Designed by FashionsLetter